27 Ekim 2010 Çarşamba

Combourg - Fransa

COMBOURG - FRANSA

Combourg Fransa’nın Bretagne bölgesinde, Ille-et-Vilaine departmanında yer alan, 85 km2 alan üzerine kurulmuş, 5500 kişilik nüfusa sahip küçük ama ünlü bir ilçedir. Combourg ilçesi, hayatının bir kısmını buradaki ünlü combourg sarayında geçiren Fransız romantizminin önemli temsilcilerinden yazar, devlet adamı Chateaubriand’dan dolayı Romantizmin beşiği (berceau du romantisme)  olarak da anılmaktadır. İlçe Rennes ve Saint malo arasında yer almaktadır. İlçenin Paris’e uzaklığı 386 kilometre, Rennes’e 39 kilometre ve Saint malo’ya da 36 kilometre uzaklıktadır. 
 
Chateaubriand’ın babası René-Auguste de Chateaubriand ve annesi Apolline de Bédée 3 mayıs 1761 yılında Combourg’a yerleşirler. Böylece François-René de Chateaubriand gençliğinin 2 yılını burada geçirir (1768-1848). Hatta Mémoires d'outre-tombe adlı otobiyografisinde de “Ben Combourg ormanlarında bugünkü ben oldum” demektedir. 

Combourg’u Combourg yapanın Chateaubriand oldugunu söyleyebiliriz. Zira Chateubriand sarayının ilçenin tanıtımına büyük katkısı var. Saray sayesinde ilçe her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır. Sarayın yapımı 8.yüzyıla kadar dayanıyor. Saray dışarıdan bakıldığında 4 büyük kulesiyle bir kaleyi andırmaktadır. Sarayı çevreleyen büyük ve yeşil bahçenin güzelliği sarayın ihtişamıyla birleşince ortaya harikulade bir manzara ortaya çıkıyor. Ayrıca resimlerde gördüğümüz gibi sarayın yanında ufak ve şirin de bir göl var. 

Combourg’a trenle Paristen yaklaşık 3 saat Rennes’den de 40 dakikada ulaşım sağlanabilir. 

İbrahim Türmiş
27.10.2010

21 Ekim 2010 Perşembe

Saint Suliac - Fransa

 SAINT SULIAC - FRANSA

Saint Suliac Fransa’nın Range kıyılarında yer alan, Saint Malo ve Dinard arasında bulunan, Saint maloya 10 kilometre, Rennes’e 60 kilometre uzaklıkta  denizle bütünleşmiş nadir köylerden biridir. 



Bu yerleşkenin denizle ilişkisini anlamak için denize doğru şekeillenmiş yapısını görmek yeterlidir.
Deniz kenarında bahçeli, çiçekli güzel evleri ve hemen kenardaki güzel ormanlık alanıyla insanın içini rahatlatan, sessiz sakin bir yer.



Saint Suliac’ın bundan 1000 yıl önce Vikingler tarafından kurulduğu varsayılıyor. Zaten günümüzdeki kamp kalıntıları da bunu doğrular nitelikte.
Saint Suliac 1999 yılından beri Fransa’nın en güzel köyleri arasında yer alıyor. Köyün ortasındaki kilise etrafında şekillenmiş 14. Ve 15 yüz yıldan kalma evleri, ufak tekneler ve sörfçülerin süslediği limanı, çiçekli duvarları ve sevimli sokaklarıyla Bretagne bölgesinin tipik bir köyü.


Köyde yaklaşık olarak 1000 kişi yaşıyor. Köyün ziyaretçileri ise özellikle rüzgarlı havalarda gelen sörfçüler ve maviyle yeşilin iç içe geçtiği bu farklı ve otantik bir koyun havasını solumaya gelen turistlerden ibaret. 

İbrahim TÜRMİŞ
21.10.2010

20 Ekim 2010 Çarşamba

Le Mont Saint Michel - Fransa

LE MONT SAINT MICHEL

Fransa'nın Manche departmanının güney batısında, Britanya ve Normandiya bölgeleri arasında bulunan Saint Michel Manastırı, tarihi, ihtişamı ve ünü sayesinde iki bölge arasında bile çekişmelere neden olmuş. Zira Manastır Fransa'nın Eyfel Kulesi ve Versay sarayından sonra en çok turist alan 3. yeri. Yılda en az 3 milyon turisti ağırlıyor. 

Manastır 1979 yılından beri UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alıyor. 



Manastır'ın inşasına 708 yılında, yakınlardaki Avranche yerleşim yerinin psikoposu Aubert tarafından başlanıyor. Efsaneye göre Aubert 3 kere rüyasında Aziz Michel'i görüyor ve sonrasında bu tepeye çıkıp ufak bir mağara yapıyor. Bir yıl sonrasında ise bir kaç kişiyi alabilceke ufa bir kilise yapılıyor. Daha sonra etrafta bir kaç ev, evlerin etrafını çevreleyen surlar, derken Manastır gittikçe yükseliyor. Manastır'ı yapımı toplamda 12 etaptan oluşuyor.


Sadece Manastır'dan oluşmayan bu muhteşem yapı, içinde hapishane, inziva odaları, misafirlerin ağırlandığı salon ve şövalyeler için odalar bulunuyor. Kilise en tepede bulunuyor ve aşağı doğru inildikçe hediyelik eşya dükkanları, resoranlar ve oteller ziyaretçileri karşılıyor. Dışardan bakıldığında ufak görünmesine rağmen içeriye girdiğinizde ortalığı eski bir şehir havası bürüyor. İçeriye ücret ödemeden girip etrafı görebilirsiniz. Ancak en tepedeki yemekhane, şövalye yeri ve kiliseyi ziyaret etmek ücretli (8 euro).



Mont Saint Michel'e gitmişken la Mère Poulard (Anne Poulard) omletini yemeden dönmemek lazım. Mere Poulard markasının Mont Saint Michel'de restoranı, bisküvi dükkanı ve oteli bulunmakta. Bisküvileri de oldukça ünlü. Yandaki resimde de gördüğünüz gibi Mere Poulard girişte sizi karşılıyor.

Mont Saint Michel'i ünlü kılan özellikler bununla da sınırlı değil tabiki ki. En önemli özelliklerinden biri de buranın ünlü gel-gitleri. Yukardaki ilk iki resimde gördüğünüz gibi deniz seviyeleri farklı. Mont Saint Michel koyunda Avrupa'nın en büyük gel-giti meydana gelmektedir. Bu gel-gitler sırasında deniz seviyesi neredeyse 14 metreye kadar alçalırken, deniz de Manastır'dan yaklaşık olarak 14 kilometre kadar uzaklaşıyor. Deniz çekildiği zaman turistlerin rehber eşliğinde etraftaki kumlarda yürüyüş turları yaptığısı, yakında bulunan ufak adaya yürüyerek geçebilmesi de mümkün.


Aslında bu gel git olayını burdaki heryerde görebiliyoruz. Ilk geldiğim zamanlarda gittiğim, ufak koyu ve ünlü balık restoranlarıyla bizim Tarabya'yı andıran Cancale isimli ilçede oldukça şaşırmıştım. Zira irili ufaklı bir sürü tekne kumlar üzerinde durmaktaydı. Ilk etpata baya şaşırmış ve hepsinin artık işe yaramaz olduğunu düşünmüştüm. Hayatında hiç gel git olayını görmemiş biri için oldukça garipti. Sonrasında ise denizin belli saatlerinde çekilip belli saatlerinde ise geri geldiğini öğrendiğimde şaşkınlığım biraz olsun geçmişti. 


Derken bir istiridye, midye gibi deniz ürünleriyle ünlü olan restoranların birinde oturup yemek yedik. Ve çıktığım zaman o ilk gördüğüm kumlar üzerinde dinlenmeye çekilmiş gemilerin dalgalarla buluşup serin serin dans ettiklerinig gördüm..

Mont Saint Michel'e ulaşım oldukça kolaydır. Paris'ten yaklaşık 3.5 saat sürmekedir. Paristen gelecekler trenle Rennes'e gelip (2 saat) ordan otobüsle 1 saat 20 dakika sonra buraya ulaşabilirler. Daha önce de dediğimiz gibi Mont Saint Michel oldukça popüler olduğu için hemen hemen yakınındaki her şehirden otobüsler kalkmaktadır.


Bu arada son bir uyarı olarak, eğer çok sıcak bir yaz günü gelmiyorsanız, yanınıza kalın bişeyler almakta fayda var. Zira buranın hem ikliminden hem de Manastır'ın yüksekliğinden dolayı serin bir havası vardır, özellikle de akşam kalacaklar için.. Buraya özellikle çinli ve japon turistlerin yoğun ilgi göstermekte. Gelip bir gün kalmak isteyen bir sürü ziyaretçi var ancak otel fiyatları oldukça pahalı. Onun yerine uzaklardan gelenler için, gelip Saint Malo veya Dol de Bretaigne gibi yakın bir yerde kalıp, burdan manastırı ziyaret edebilirler.. Paris'te olanlar için biraz uzak olmasına rağmen kesinlikle gitmeye değer bir yer. Hatırlatmakta fayda var, Eyfel Kulesi ve Versay Sarayı'ndan sonra Fransa'nın en çok tursit alan 3. yeri.. Yılda 3 milyondan fazla.. Şimdiden iyi yolculuklar diliyorum:)

İbrahim TÜRMİŞ 
20.10.2010

19 Ekim 2010 Salı

Saint Malo (Ancien Ville - Eski Şehir)

Saint Malo (Fransa)

Saint Malo, Fransa'nın Bretagne bölgesindeki Ille-et-Vilaine departmanını oluşturan yerleşkelerden biridir.
Yaklaşık olarak 37 kilometrelik bir yüz ölçümüne ve 50 bin kişilik bir nüfusa sahiptir. Deniz kenarına kurulmuş olan bu ufak şehir, zengin bir denizcilik tarihine sahiptir. Ticaret, balıkçılık, eğlence ve turistik açıdan gelişmiş bir liman  ve önemli bir ekonomik merkez kounumundadır. Bu nedenle ufak bir yer olmasına rağmen yılda yaklaşık 200-250 bin turist çekmektedir.

Şehrin tarihi yaklaşık 3. yüzyılda şehri biçimlendirmeye başlayana romalılara kadar dayanmaktadır. İçinde 5 ticaret merkezi barındıran bu liman şehrini en ünlü kılan özelliği ise şehri çevreleyen tarihi surları ve yaklaşık 81 tarihi yapıyı içinde barındırmasındır.



Bu yapılardan en önemlileri ise:

  • Saint Vincent Katedrali 
       (Le Cathedrale saint-Vincent)
  • Ducal de Saint Malo Şatosu 
       (Le Château Ducal de Saint-Malo)
  • Ve Saint Malo Surlarıdır 
       (Les Remparts de Saint Malo)'dur.


 Şehre ulaşım oldukça kolaydır. Saint Malo'ya yakın Dinard'da bir havaalanı olmakla beraber, özellikle Rennes'den  hızlı trenlerle 50 dakikada rahat bir şekilde ulaşım sağlanabilir.

Saint Malo tren garına varıldıktan sonra, şehir içi ulaşım kolaydır. Zira garın tam önünde otobüs durağı bulunmaktadır.

Surlarla kaplı eski şehire gitmek için ise, otobüse binmeye bile gerek yoktur. Garın kapısından çıkıldıktan sonra direk yüründüğü takdirde 10-15 dakika sonra deniz deniz kenarına, eski şehirin girişine varılmış olur. Eski şehirin tam önünde Tourism Information bürosu vardır. Her yıl önemli bir sayıda turist çekmesinden dolayı, turizm bürosunda turistlere mümkün olduğunca yardım edilmeye çalışılıyor.

Zira ben ilk uğradığımda ilk olarak nereden geldiğimi sorduktan sonra, ne kadar bir süre için burada bulunduğumu sordular. Eğer birkaç gün burada bulunacaksanız yada şehrin hangi köşesinde gezip görmeye değer ne var, şehirdeki resoranlar, oteller ve her yıl düzenli olarak yapılan festivaller hakkında bilgi içeren bir kitapçık veriliyor. Burda hem sadece eski şehrin haritasını hem de bütün şehir haritasını edinmeniz mümkün. Şehir haritasını elinize aldıktan sonra eski şehirin tam girişinde bulunduğunuzu göreceksiniz. Eski şehir etrafı surlarla çevrili, eski binalardan oluşuyor.


Dilerseniz içeri girince öncelikle surlaırn üzerine çıkıp bir çepeçevre bir tur atıp şehir yapısını tam olarak anlayabilir, gel gitlerle kuruyup ıslanan deniz manzarasının tadını çıkartabilirsiniz. Sonrasında ise eski şehirin içinde çeşit çeşit gemi maketleri bulunduran hediyelik eşya dükkanlarını, Bretaigne bölgesinin spesifik lezzetlerinden olan krep ve galetlerin olduğu büfeleri ve restoranları görebilirsiniz.




Surlarına çıktığınız zaman dünyanın en uzun gelgitlerinin deniz kokusunu burnunuza getirip getirip götürdüğünü hissedersiniz. Surlardan inip eski şehirde turlamaya başladığınızda ise, artık etrafınızı surların çevirmesinden midir nedir kendinizi oldukça güvende hissetmeye başlarsınız..

İbrahim TÜRMİŞ